/Paylas.io

APEC zirvesinde Suriye ile ilgili Rusya-ABD uzlaşısının iki ülkeyi inisiyatifi birlikte ele almaya s...

2017-11-14 06:14:18.473000 | URL | haberci




Özet (TL;DR) @ 2017-11-13T23:34:00.000Z: APEC zirvesinde Suriye ile ilgili Rusya-ABD uzlaşısının iki ülkeyi inisiyatifi birlikte ele almaya sevk ettiğini söyleyen Faruk Loğoğlu bunun Türkiye ve bir ölçüde İran’ın manevra sahasını daralttığı…



APEC zirvesinde Suriye ile ilgili Rusya-ABD uzlaşısının iki ulkeyi inisiyatifi birlikte ele almaya sevk ettiğini soyleyen Faruk Loğoğlu bunun Turkiye ve bir olçude İran'ın manevra sahasını daralttığı goruşunde. Loğoğlu'na gore, Turkiye yeni parametreleri odak alan yeni politika tesis etmeli.

(C) AA/ Ali Balıkçı

Turkiye'de iktidar, ABD ile ilişkilerinde Suriye'deki YPG'den Gulen hareketi ve Rıza Sarraf davasıyla vize krizine uzanan çok boyutlu sorunlarla iştigal ederken, Rusya Federasyonu ile ilişkilerde ise jet krizi oncesindeki duzeye geriletilen bir duzelme yaşanıyor. Başbakan Binali Yıldırım'ın ABD ziyareti ve Başban Yadımcısı Mike Pence ile temaslarının sonuçları merk edilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Soçi'de Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu yıl altıncı goruşmesini gerçekleştirdi.

Turkiye'nin dış politikadaki gorunumunu, iki buyuk guç ile ilişkilerinden hareketle eski Washington Buyukelçisi Faruk Loğoğlu'yla konuştuk:

' ABD İLE SORUNLAR YUMAK HALİNE GELDİ'

Loğoğlu, Başbakan Yıldırım'ın ABD'ye ani ziyaretinde Başkan Donald Trump'a vekalet eden yardımcısı Mike Pence tarafından ağırlanmasının 'mevcut gerginliklerin daha fazla artırılmaması, ateşin duşurulmesi için yapıldığı' goruşunde. ABD yonetimleriyle geçmişte de sorunlar yaşandığını ancak bugunkunun farkının sorunların ust uste ve karmaşık bir hal alması olduğunu belirten Loğoğlu şu değerlendirmede bulundu:

"ABD ile olan sorunlar zaman içerisinde çozulebilecek ve çozulmesi gereken konular. Eskiden sorunlarla karşılaşıldığında olanlarla bugunku durum arasındaki fark şu: Eskiden bugune yakın buyuk sorunların yani silah ambargosu, haşhaş ekimi, fuze krizi gibi sorunların ayrı ayrı yani tek tek oluşmasıydı. Dolayısıyla bunları yonetmek daha kolay oluyordu. Bugunku durumdaysa hem ikili ilişkilerde hem de bolgesel ve uluslararası planda ortaya çıkan sorunlar ust uste birikti ve karmaşık bir yumak haline geldi. O nedenle ABD ile yaşanılan sorunlarda geçmişten farklı bir tabloya sahip olduğumuz kesin."

' BAŞBAKAN'IN ABD ZİYARETİ GERGİNLİĞİN DAHA FAZLA ARTMAMASI İÇİN İRADE BEYANI'

Başbakan Yıldırım'ın ABD'ye gerçekleştirdiği ziyaret oncesinde sonuç alma yonunde bir beklentisinin olmadığını duşunen Loğoğlu'na gore, yine de bu ziyaret gerginliklerin daha fazla artmaması yonunde bir irade beyanı olarak fayda sağladı:

"Bu ilişkilerin biraz da sabır işi olduğunu bilmek gerekiyor. Turkiye ve ABD arasındaki ilişki her iki taraf içinde onemli bir pozisyonda. Nitekim bu onem Başbakan Yıldırım'ın ziyareti sırasında da Başkan yardımcısı Pence 'Turkiye ile ABD arasındaki kalıcı, surekli stratejik ortaklığın devam edeceğini soyledi ve ilişkilerde yeni bir sayfa açılması gerektiğini vurguladı. Bu açıklamalar onemsiz şeyler değil ama diğer yandan buradan herhangi bir sonuç çıkmadığı da soylenebilir. Bu da doğru. Fakat Başbakan Yıldırım'ın, ABD'ye hareketine 'şu meseleyi halledeceğim, şu meselede ABD istediğimizi verecek' gibi bir beklentiyle ABD'ye gittiğini duşunmuyorum. Bu ziyaretten bir sonuç alınamayacağı çok açıktı. Turkiye'nin menfaatlerinden, geleceğinden soz ediyoruz. Ziyarete bir de olumlu açıdan bakmaya çalışırsak; bu ziyaretteki sonuç karşılıklı bir gonul alma, gerginliklerin daha fazla artmaması için bir irade beyanı yonunde oldu. Temasların ve yuksek seviyedeki goruşmelerin devam edeceği anlaşıldı. Ayrıca ben bu ziyaretin iki alanda fayda sağladığını duşunuyorum. Birincisi medyaya çok yansımasa da ticari ve ekonomik ilişkiler bakımından iki ulkenin ne seviyede olduklarını biliniyor. Başbakan'ın ziyaretinde, yanında bu açıdan onemli bir ekip vardı. Bunların temasları herhalde Turkiye için birtakım sonuçlar doğuracaktır. İkinci olarak vize krizi meselesinde son gunlerde adım adım bir yumuşama goruluyor. Geçtiğimiz gunlerde alınacak başvuruların kapsamı genişletilmiş. Bu da bir sonuç olarak ortaya çıkıyor ama yine de 'sonuçlar' açısından sabırlı olmak gerekiyor."

' SURİYE'DE RUSYA VE ABD DİREKSİYONA BİRLİKTE OTURMUŞ OLDU'

Ankara Astana ile İdlib'e mudahil olmuşken ve YPG/SDG ile ilgili kaygılar dile getirilirken Rusya ve ABD liderlerinin APEC zirvesindeki ortak bildirisi Turkiye'nin pozisyonunu nasıl etkiler? Rusya ve ABD liderlerinin ortak bildirisini 'parametreleri değiştirici' diye niteleyen Loğoğlu, iki buyuk ulkenin direksiyona birlikte oturduklarını soyleyerek bunun Turkiye'nin ve bir olçude İran'ın manevra sahasının daralması anlamına geldiği değerlendirmesini yaptı:

"ABD'yle ilişkilerde hukumetin atacağı ve atması gereken adımların onemi buyuk. Çunku Putin ve Trump arasında APEC zirvesinde varılan anlaşma ve yayınlanan ortak metine gore Rusya ve ABD'nin, Suriye'de direksiyona birlikte oturduklarını goruyoruz. Yani Suriye parametreleri bu anlaşmadan sonra değişmiş oldu. Daha once de bu iki ulke bazı konularda işbirliği yapıyordu fakat bu sefer çok ayrıntılı bir şekilde belirlenmiş bir ortak noktaya varmış oldular. Bu Suriye'nin hem bugununu hem de yarınını belirleyecek kıvamda bir anlaşma oldu. Turkiye'nin bu durumu dikkate alıp, siyasetinin odağına oturtması gerekiyor. Bu anlaşma Suriye'de Turkiye'nin ve bir olçude İran'ın manevra sahasını daraltmıştır. Yani bundan sonra Turkiye, atacağı her adımda Rusya ve ABD'nin tavırlarını dikkate almak zorunda. Suriye'nin kuzey batısındaki çatışmasızlık bolgeleri bakımından Astana sureci tabii ki onemli ama Putin-Trump goruşmesinin detaylarında da gorduk ki, ağırlık Cenevre Surecine, ağırlık Ürdun'un de içinde olduğu guneydeki çatışmasızlık bolgelerine veriliyor. Esad'ın Cenevre goruşmelerinde taraf olacağından soz ediliyor, Suriye'de Kurtlerin de dahil olmak uzere butun tarafların Cenevre surecine katılmaları gerektiği çağrısı yapılıyor. Bu bakımdan Turkiye'nin Suriye politikasını, Esad'a ve Kurtlere bakış açısını yeni bir değerlendirmeye tabi tutması gerekiyor. Turkiye'nin Suriye'deki mevcut askeri kazanımlarını konsolide etmesi ve bu yeni parametreyle oluşan Rusya-ABD ortaklığının nasıl gelişeceğini yeni bir hamle yapmadan gormesi gerekiyor."

' TÜRKİYE BARIŞ VE MÜZAKEREDEN YANA AĞIRLIK KOYMALI'

Turkiye'nin hatalı adımlara rağmen bolgede stratejik bir değere sahip, her aktorle konuşabilecek bir aktor olduğunu soyleyen Loğoğlu, bu potansiyalin bolgede gerginlikleri yatıştırıcı bir rolle, barıştan ve muzakereden yana ağırlık koyarak kullanması gerektiği duşuncesinde:

"Mevcut durumda bolgede olayların çok hızlı geliştiğini goren ve bunlara mudahil olduğunu için bir şeyler yapmaya çalışan bir Turkiye var. Dikkat edilirse Başbakan Yıldırım ABD'yi ziyaret etti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya'yı. Rusya'dan sonra Kuveyt, ardından da Katar'a gidecek. Butun bunlar şunları gosteriyor: Turkiye aslında fazla içinde olmaması gereken bir ortama girdiği için artık olumlu bir şeyler yapmak istiyor --doğru olan da budur- Ama bu olumlu şeylerin Suudi Arabistan, Katar ve ozellikle Kuveyt ile goruşulerek yapılması da ayrı bir onem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'dan aldığı mesajlarla Kuveyt'e ve sonra Katar'a gidiyor. Turkiye ağırlıkları olan bir ulkedir. Her şeye rağmen Suudi Arabistan'daki gelişmelere karşın --ki şu ana kadar yaşananları iç iş olarak gormekte hukumet- ilişkiler devam ediyor. Bolge ulkesi olması bakımından bolgedeki butun ulkelerle bire bir konuşabilecek potansiyele sahip tek ulke Turkiye. Bu onemli stratejik bir değerdir. Bunun hukumet ve Cumhurbaşkanı tarafından iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Çunku Katar Krizinin hafifletilmesi, Suudi Arabistan'ın ozellikle İran'a yonelik gerginliği arttıracak adımlar atmamasının sağlanması, Lubnan'ın yatıştırılması için Turkiye'nin barıştan ve muzakereden yana ağırlığını koyması gerekiyor."

' YENİ OPERASYONLARA ABD VE RUSYA OLUMLU TEPKİ VERMEZ'

Loğoğlu, ortak bildirinin ardından ABD ve Rusya'nın Turkiye'nin yeni operasyonlarına olumlu tepki vermeyeceği goruşunde. Bu yuzden de Turkiye'nin çıkarlarını korumaya yonelik rasyonel adımlar atması gerektiğini vurguladı:

"Turkiye'nin yapması gereken Suriye'deki askeri kazanımlarını konsolide etmek ve gelişmeleri sabırla beklemek olmalıdır. Çunku yeni operasyonlara ABD ve Rusya'nın olumlu tepki vereceğini duşunmuyorum. Bu yeni oluşan koşulda ABD ve Rusya taraflarını aynı anda anlamak, iki tarafın olası tepkilerini olçmek ama her koşulda Turkiye'nin çıkarlarını koruyacak rasyonel adımlar atmak hatta bazen buna uygun olarak hiç adım atılmaması gerekiyor."


Devamını oku