Özet (TL;DR) @ 2017-10-22T12:49:26.000Z: Türk bilim insanları, Akdeniz ve Avrupa kıtasının en küçük balığı ve en küçük omurgalı canlısı olan ‘nano balığın’ keşfini gerçekleştirdi. 1 kuruşun uzunluğuna denk gelen balığın boyu 15 milimetre.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Su Ürunleri Fakultesi Dekanı Prof. Dr.
Semih Engin ve Araştırma Gorevlisi Dilruba Seyhan Özturk, Akdeniz ve Avrupa
kıtasının en kuçuk balığı ve en kuçuk omurgalı canlısı olan 'nano balığın'
keşfini gerçekleştirerek gurur yaşattı. Bilimsel adı Pomatoschistus Nanus olan
balığın 14-15 milimetre olarak olçulen boyu, 1 kuruşun uzunluğuna denk
geliyor. Kaya balıkları grubuna giren 'nano balığının' doğadaki rolleri, diğer
balıkların yem balığı olmak. 'Nano balık', besin zincirinde onemli bir bağı
tamamlayarak ekolojik dengede onem arz ediyor. 2016 yılında keşfedilen
Pomatoschistus Nanus, geçen eylul ayında da Avrupa'da yayın yapan onemli bir
bilim dergisinde yayınlanarak dunyaya tanıtıldı.
" EN UZUN BOY 15,9 MİLİMETRE OLARAK KAYDA GEÇTİ"
1 kuruş buyukluğundeki balığın, Akdeniz ulkeleri arasında ilk kez kullanılan kapalı devre dalış sistemi ile keşfedildiğini kaydeden İKÇÜ Su Ürunleri Fakultesi Dekanı Prof. Dr. Semih Engin, "Çalışmalarımız, Karadeniz'den Akdeniz'e tum Turkiye kıyılarını kapsıyor. Bu balığın keşfi Akdeniz kıyılarında gerçekleşti. Geçen yılki su altı çalışmalarımızda bu balığın yaşam alanını tespit ettik. Laboratuvar ortamında diğer çalışmaları da tamamladıktan sonra balığın bilim dunyası için son derece ilginç bir bulgu olduğunu belirledik. Bu balık, Akdeniz gibi dunyanın en çok araştırılmış bir su ortamında keşfedildi. Balığın kuçuk boyutlu oluşu en onemli ozelliği. Yaklaşık 14-15 milimetre boyda ureme ozelliğine ulaşıyor. Çalışmalarımızda olçebildiğimiz en uzun boy 15,9 milimetre olarak kayda geçti. Balık Akdeniz ve Avrupa kıtasının en kuçuk balığı ve en kuçuk omurgalı canlısı olma ozelliğini taşıyor" dedi.
KE ŞFETTİKLERİ BALIĞA İSİM VERDİLER
Akdeniz'in 250 yıldır araştırılan bir deniz ortamı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Engin, "Kapalı dalış sistemini Akdeniz ulkeleri arasında ilk kez kullandık. Bu sayede daha uzun surede ve daha sağlıklı dalış yaptık. Bu sistemle, daha derinde daha kuçuk organizmaları tespit etme şansınız oluyor. Çalışmamızı tamamen kendi universitemizin imkanları ile tamamladık. Çalışmayı kendi doktora oğrencimle birlikte yuruttuk. Bu sebeple oz bir gurur ve mutluluğumuz var. Balığın isimlendirmesini de biz yaparak bilim dunyasını tanıttık. Keşfimiz, Avrupa'da yayın yapan saygın bir bilim dergisinde yayınlandı. Dergide yayınlandıktan sonra bilim dunyasında birçok bilim insanı bizimle temasa geçti, çalışmamız hakkında bilgi aldı. Onların ilgileri bizi de mutlu etti" diye konuştu.
KAPALI DALI Ş SİSTEMİ İLE KEŞFEDİLDİ
Çalışmayı tamamen İKÇÜ'nun kendi imkanlarıyla yuruttuklerini belirten Prof.
Dr. Engin, uluslararası rekabet gucumuzun artması için TUBİTAK gibi kurumların
desteğine ihtiyaçları olduğunu ifade etti. 'Nano balığın' keşfinin kendilerini
son derece heyecanlandırdığını dile getiren Prof. Dr. Engin, şoyle konuştu:
"Dalış sırasında olmaması gereken bir derinlikte bu balığı gorduğumde farklı
bir balık turu olabileceğimi duşundum. Bu keşif bizi son derece
heyecanlandırdı. Çalışmalarımız devam edecek. Diğer ulkelerden deniz
bilimciler de benzer konularda çalışıyorlar ama biz kullandığımız yeni dalış
teknolojileri konusunda daha avantajlıyız. Bu bizi uluslararası mecrada on
plana çıkarıyor."
" OLUMSUZLUKLARLA KARŞILAŞIYORUZ"
Su altı araştırmalarında değişik olumsuzluklarla karşılaştıklarını da belirten Prof. Dr. Engin, aşırı avcılık ve kirlilikle ilgili sorunların, biyo çeşitliliği engellediği gibi dolaylı olarak balıkçılığı ve ekonomiyi de etkilediğini soyledi. Prof. Dr. Engin, bu sorunların insan kaynaklı olumsuzluklar olduğunu kaydederek çalışmalarını olumsuz etkilediğini ifade etti.