Özet (TL;DR) @ 2018-01-13 09:34:09.515548: Migren yetişkin kadınlarda yüzde 25, yetişkin erkeklerde yüzde 8 oranında görülüyor. Genetik bir hastalık olan migren yaşam şeklinin değiştirilmesiyle önemli ölçüde kontrol edilebiliyor. İstanbul…



Migren nedir?

Baş ağrısı en sık gorduğumuz norolojik yakınmadır. Toplumun yuzde 90-95'inde hayatın bir doneminde en az bir kez baş ağrısı gorulur. Migren tekrarlayan kişinin gunluk aktivitesini olumsuz etkileyen şiddetli baş ağrılarının en klasik tipidir. Ciddi iş gucu kaybına neden olan insan hayatını çok olumsuz etkileyen şiddetli bir ağrı grubudur. Migreni olan kişilerin gunluk yaşamı, yeni bilgiler oğrenme, konsantrasyon, algılama, insan ilişkileri olumsuz etkilenir. Ancak buna rağmen migren bir toplum sorunu olarak gorulmez migreni olan çocuk ve erişkinler de sıklıkla tanı almaz ve tedavi edilmez. Bu nedenle migren ağrıları zamanla sıklaşır ve baş edilmez hale gelebilir.

Migren çocukluk yaşlarda başlayabilir, 7 yaş altında yuzde 2.5 sıklıkta, 13 yaş civarı yuzde 5, 13 yaşından sonra sıklık ozellikle kadınlarda daha artar. Erişkin kadınlarda yuzde 25 gibi yuksek sıklık gozlenirken erkeklerde bu oran yuzde 8 civarındadır. Kadınlarda sıklığın daha fazla olması ozellikle ostrojen olmak uzere hormonal değişikliklere bağlıdır. Baş ağrıları yuzde 80'den daha sıklıkla 30 yaşından once başlar.

Migrenin belirtileri ve nedenleri nelerdir?

Migren tanısını koyabilmek ağrı atağının 6 ay içinde en az 5 kez tekrarlamış olması şarttır. Kadınlarda daha sık olduğunu belirttiğimiz ağrı atakları başlamadan once bazen on belirteçler dediğimiz şikayetler olabilir. Ön belirteçler arasında ağrı başlamadan onceki saatlerde halsizlik, isteksizlik, sinirlilik, konsantrasyonda guçluk, iştahta artış veya azalma gibi yakınmalar olabilir. Ağrı atakları hafif başlayıp dakikalar içinde şiddetlenir. Atak en az 4 saat ortalama 24 saat surer, bazen 3 gune kadar devam edebilir. Çocuk ve erişkinlere gore migren ağrıları farklılık gosterir. Sıklıkla tek taraflı bir ağrıdır, ağrı aynı tarafta kalabilir veya bazen diğer tarafa yayılabilir. Doğum sancısının şiddeti 10 uzerinden 10 iken, migrenin şiddeti 10 uzerinde 7 veya 8'dir. Hastayı yatacak hale getirir, televizyona bakamaz, sevdiği şeyleri yapamaz hale getirir.

Ataklar sırasında ağrıya eşlik eden belirtiler; bulantı, kusma, ışık ve ses rahatsızlığı, ağrının bulunduğu yere dokunamama (allodini) ve kokuya hassasiyettir (osmofobi). Hasta parfum kokusu, yemek kokusu ve keskin kokulara karşı aşırı hassasiyet duyar. Bu kokular ağrıyı tetikler ya da ağrı başlayacaksa ağrıyı hızlandırır.  Ağrı sırasında kişi fiziksel aktivite yapamaz, koşamaz, spor yapamaz. Öne eğilmekle ağrı şiddetlenebilir.

Migreni neler tetikler?

Bazı migrenli hastalar ağrı atağını tetikleyen sebeplerden bahseder. Mesela migrenli kadınların %60'ında mensturasyon donemi ağrıyı tetikler. Stres, uyku, ve yemek duzeni değişikliği, keskin kokular migren atağını tetikleyebilir. Yetersiz beslenme, açlık, yuksek karbohidratlı beslenme ağrı ataklarını tetikleyebilir. Hastaların bir kısmı bazı yiyeceklerin migren ataklarını tetiklediğinden bahseder. Mayalı besinler, tatlandırıcılı içerikler, çin yemeği, işlenmiş et, şarap, peynir, çikolata, sarımsak, soğan, kabuklu çerezler, turşu, sirke tetikleyici olabilir. Her hasta bu besinlerin ağrısını kotuleştirdiğini belirtmeyebilir. Hatta bu besinleri diyetten çıkardığınızda her zaman ağrılar geçmeyebilir. Çunku migren çok faktorlu tetikleyicilere sahiptir.

Uzun saatler boyunca bilgisayar başında oturan uzun saatler boyunca bilgisayar başında oturmak migrene zemin hazırlayabilir. Migrenliler bilgisayar koruyucu ekranlar kullanmalı, sık sık mola vermelidirler. Bunun yanısıra hava değişikliği, yuksek nem, yuksek irtifaya çıkmak da ağrıyı tetikler.

Migren neden olur?

Migrende sıklıkla genetik bir alt yapı vardır. Özellikle auralı migren dediğimiz migren tipinde genetik yatkınlık çok daha sıktır. Genellikle anneden geçer. Annesinde migreni olan ozellikle kız çocuklarının %70'inde migren gorulebilmektedir.Migren ataklarının ortaya çıkışında beynin aşırı duyarlılığı veya uyarılma eşiğinde duşme ile ilişkili olabileceği ve beyindeuyarılmaya yatkın bazı bolgelerin atağıbaşlattığı duşunulmektedir. Atağı başlatan tetikleyiciler varlığında beyin zarları ve damarlarda steril iltihaplanma ve ardından damarlarda genişleme ile ağrının başladığı saptanmıştır.

Migren tedavisi - migren a ğrısı nasıl geçer?

Migren tedavisinde butuncul ve sistematik yaklaşım çok onemlidir. Bu amaçla psikiyatri, endokrinoloji, fizik tedavi gibi multidisipliner bir ekiple çalışmak gerekmekte. Migrende ağrılar sık olmadığında (ayda 4 den az sıklıkta) atak sırasında ağrı kesici kullanılabilir. Ancak ayda 4 ve daha sık ağrı kesici kullanımını onermiyoruz, zira ağrı kesicilerin de sık kullanımı (spesifik migren ilaçlarının ayda 10 dan sık alınması) ağrı kesicilere bağlı başağrısına neden olabilmekte. Başağrısı sıklaşacağını gorduğumuz kişilerde koruyucu tedaviye başlayarak ağrının gelmesini onlemek mumkun olabilmektedir. Bu amaçla klasik bilimsel kılavuzlarda yazan epilepsi ilaçları, depresyon ilaçları kullanılabiliyor. Fakat migrenli kişilerde on planda sıklıkla B 2 vitamini (riboflavin), magnezyum eksikliği goruyoruz. Demir eksikliği, D vitamini eksikliği de sıklıkla karşımıza çıkıyor. Bazen sadece bu eksikleri yerine koyarak bile ağrılar ile başa çıkabilmek mumkun.

Kişinin ağrısı ayda 15 gun ve daha sık olduğunda kronik migrenden soz ediyoruz. Bu kişilerde ağrıları kontrol altına almak çok daha zor oluyor. Botoks tedavisi veya ağrıya neden olan sinirlere blok uygulamaları kronik migren hastalarında uyguladığımız yontemlerdir. Bu yontemler atakları kontrol altına almakta oldukça yarar sağlayabiliyor. Son donemde ozellikle steril iltihaplanmayı tetikleyen CGRP maddesine karşı antikor geliştirildi. Migren aşısı adı ile piyasaya sunulmayı bekliyor. Migren aşısı Amerika'da FDA onayı aldı. Ancak maalesef migren cerrahisi ile bahsedilen konu kanıtlanmamış ve etkinliği kanıtlanmamış yan etkileri çok fazla olabilen bir yontem, bu nedenle hiçbir migrenli kişiye cerrahi onerilmemektedir.

Migrene ne iyi gelir ?

Multidisipliner yaklaşımla migren ataklarını tetikleyen psikolojik stres etkenlerini, hormonal sorunları, kas iskelet sistemi sorunlarını ortaya koymak ve bu sorunları duzeltmek gerekiyor. Uykunun duzenli olması hemen her gun aynı saatte uyumak, gunde 7-9 saat kaliteli uyku onemli. Hafta sonu uyku duzeninde elden geldiğince hafta içine gore fazla değişiklik yapmamak uzun uyku saatlerinden kaçınmak geç yatmamak gerek. Beslenme için kişilerin kendilerinde atağı tetikleyebilecek besinleri belirlemeleri ve diyetlerinden çıkarmaları çok işe yarıyor. Basit şekerli gıdalar, gazlı içecekler, hazır fast food gıdalardan uzak durmak çok onemli. Gunde kilo başına 30 ml kadar su içmek ağrı onlenmesinde onemli. Zira beynimizin yuzde 80'i su ve su tuketmediğimizde beyin fonksiyonlarımız olumsuz etkilenmekte. Kas ve iskelet sisteminin sağlıklı olabilmesi, enerji mutluluk ve ağrılarımızdan kurtulmak için duzenli egzersiz yapmak çok çok gerekli. Egzersiz sırasında doğal ağrı kesici dediğimiz endorfin salınır. Egzersiz için açık havada haftada 4-5 gun 45 dakika hızlı tempoda yurumeyi oneriyoruz. Spor salonlarında yapılan aerobik veya ağırlık sporlarının sağlığımız veya ağrılarımız için etkisi neredeyse yoktur. Açık havada yoğun oksijen ortamında yapılan egzersizler tedavide onerdiğimiz spor. Sıklıkla elektro manyetik dalga ortamından bilgisayar, cep telefonlarından uzaklaşmak ayrılan zamanı azaltmak baş ağrısında işe yarar. Kadın migrenlilerde hormon ilaçları kullanmak migreni tetikler hormonlu tedavileri kesmelerini oneriyoruz.

Migrene iyi gelen bitkiler?

Aslında migrene iyi gelen bitki olarak değerlendirmemek gerekli. Basit şeker veya karbonhidrat tuketmek yerine protein ağırlıklı yeşil sebzenin bolca tuketimi enerji kaynaklarını artıracak kan şekerini duzenleyecek ve ağrı ataklarını onleyecektir. Bunun yanında stresin tetiklediği migrenli kişilerde stresi azaltan melisa çayı, adaçayı, papatya çayı gibi ağrı kesici ozelliği olan rahatlatıcı bitki çayları kasları rahatlatacağından ağrıyı azaltabilir. Ağrı kesici ozelliği olan kan dolaşımını artıran biber ve damarlar uzerine olumlu etkiye sahip kafeinin duşuk dozlarda kullanımı (gunde 300 mg altında) migren ağrısında olumlu etki gosterebilir ancak kafeinin de sık kullanımın da ağrı kesicilerin sık kullanımına benzer atak sıklığını olumsuz etkileyebildiğini akılda tutmalıyız. Migren atağı sırasında ağrı bolgesine buz uygulamak ağrıya çok iyi gelir, buz uygulaması genişlemiş olan damarları daraltarak beyne baskıyı azaltır ve ağrının şiddetini azaltır.

Migren çeşitleri nelerdir?

Migren baş ağrısı habercisinin olup olmadığına gore 2 şekilde gorulur. Ağrının geleceğini bildiren haberci belirti varlığında auralı migrenden soz ediyoruz. Auralı migren genel migren grubu içinde daha nadir gorulen ancak daha sıkıntılı bir durumdur. Kişiler tipik migren ağrısı ozellikleri sergiler. Fakat baş ağrısı başlamadan once bazı ek yakınmalar gorulur. Aura yakınmaları çoğunlukla 5-20 dakika içinde gelişmekte ve genellikle sure 60 dakikayı geçmemektedir. Gorme ile ilgili yakınmalar, gorme bulanıklığı, bir tarafı gorememe, gorme alanında karartılar, parlak ışıklar veya yıldızlar, yanıp sonen ışıklı noktalar, zigzaglar gorme. Goruntuleri kuçulmuş ya da buyumuş gorme. Diğer yakınmalar: Vucudun bir tarafında uyuşma veya guçsuzluk, kelime bulmada veya konuşmada guçluk, algı bozukluğu. Ağrı başlamadan maksimum 1 saat once hastada, sağ gozumden ışık çaktı, her iki gozumden bulanık gordum gibi belirtiler ortaya çıkar. Pozitif ve negatif aura vardır. Pozitif aura, karıncalanma, parlak ışık, renkli şeylerdir. Negatif aura ise, uyuşma gorememe, bulanık gormedir. Aura bittikten sonra baş ağrısı başlar. Auralı migren 2 şekilde olabilir. Aura başladıktan sonra maksimum 1 saat içinde biter ve ardından baş ağrısı başlayabilir. Bazen de sadece auralarla giden sessiz migren dediğimiz baş ağrısı tipi vardır. Hatta kişi hayatı boyunca baş ağrısı yakınması olmadan gozunun onunde zaman zaman uçuşan noktalar yakınması ile başvurabilir.

Auralı migrenin ozelliği, hastalarda inme veya felç riskinin aurasız migrenlere gore daha fazla olmasıdır. Bu risk ozellikle sigara içen ve doğum kontrol ilacı kullanan hastalarda daha da fazladır. Auralı migreni olan kişilerde; kalpte PFO (patent foramen ovale) denilen delik gorulme sıklığı çok daha fazladır. Bazen sadece bu kalp deliğine mudahale yapılması ile kişi aura ve ağrılarından kurtulabilmektedir. Bu deliğin varlığı ilerde felç veya inme riskini artıracaktır. Bu amaçla mutlaka auralı migrende kalp ekokardiyografisi ve transkranyaldopler dediğimiz beyne delikten sessiz pıhtıların atılıp atılmadığını tetkik etmek gereklidir.Auralı migren şiddetli aura atakları ile sık seyrediyorsa beyin MR tetkiki ilebeyin damar lezyonlarının olup olmadığı araştırılmalıdır.

Kronik migren, ayda bir iki defa gorulen migren tedavi edilmeyince ayda 10-15 gun gorulmeye başlar. 3 aydan uzun suren, ayda on beş gun ağrılı hasta kronik migrendir.