Tam adı Ömer [Edip Cansever](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/edip-
cansever) olan şair 8 Ağustos 1928'de İstanbul'da dünyaya geldi. Edebiyata
çocuk yaşlarından itibaren ilgi duyan Cansever, 13 yaşında ilk şiirlerini
kaleme aldı.
Şiirleri 1944'te İstanbul dergisinde yayımlanmaya başlayan usta şairin
eserleri, sonraki yıllarda da birçok edebiyat dergisinde yer buldu.
Şiirlerini Ahmet Hamdi Tanpınar'a gösterme fırsatı bulan Cansever, 1946'da
İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun oldu. Yüksek Ticaret Okulu'nu yarıda bırakan
Cansever, Kapalıçarşı'da babasından kalan dükkanda halı ve antika eşya
ticareti yapmaya başladı.
Edip Cansever, Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası ve Kaynak dergilerinde çıkan
ilk gençlik şiirlerini topladığı "İkindi Üstü" kitabını 1947'de okuyucuyla
buluşturdu. Usta şair, 1951'de arkadaşlarıyla "Nokta" dergisini çıkarmaya
başladı.
Şairin daha sonra İkinci Yeni'ye bağlanacak
[şiir](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/siir) yaklaşımının ilk
ipuçlarının ortaya çıktığı ikinci eseri "Dirlik Düzenlik" 1954'te yayınlandı.
Şiirinin temellerini atan "Yerçekimli Karanfil" adlı kitabını da 1957'de
çıkaran şair, bu kitabında söz dizimini ve çağrışım düzenini bozarak, özgün
bir şiir dili ortaya çıkarmayı amaçladı.
**"Kendine özgü bir şiir dünyası kurdu"**
"Yerçekimli Karanfil" adlı kitabında kendine özgü bir şiir dünyası kuran ve
1958'de Yeditepe Şiir Armağanı'nı alan şair, TRT'de yayımlanan Edebiyat
Dünyası programında, kendisinin "anlatıcı bir şair" olduğunu söylemişti.
Cansever bu programda "Her şairi bir öteki şairden ayıran birtakım özellikler
vardır. Bu özelliklerden biri ya da birkaçı ağır basar. Bu ağır basan
özellikler de genel olarak kişiliği belirler. Benim anlatıcı tavrım, şiirin
sınırlarını geçmeden ortaya konmuş bir anlatıcı biçimidir." ifadelerini
kullanmıştı.
Şair Cansever, 1958'de "Yerçekimli Karanfil" ile Yeditepe Şiir Armağanı'nı,
1977'de "Ben Ruhi Bey Nasılım" ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü, 1981 yılında
ise "Yeniden" ile Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'ne değer görüldü.
[İkinci Yeni ](https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/ikinci-yeni)akımının
özgün örneklerini veren ve 1976'dan sonra sadece şiirle uğraşan Cansever,
şiirin bireycilikten ve topluma sırtını dönmekten çok daha fazla önemi
olduğunu savundu.
**"Şiirde tiyatrodan esinlenen diyaloglar kullandı"**
Şiiri toplumla ilgi kurmak olarak tanımlayan ve şiirde sürekliliğe dikkati
çeken şair, şiirde tiyatrodan esinlenen diyaloglar da kullandı. Cansever,
dönemin sanat yayınlarında şiirsel canlılığı besleyen şairler arasında yer
aldı.
Kapalı, anlaşılması güç ama yine de anlamdan ayrılmayan bir şiir anlayışını
benimseyen, yapıtlarına tutarlı bir bütünlük kazandıran Cansever, şiirinde
düzyazı olanaklarını kullanmaktan da çekinmedi.
Sürekli yazan, yayınlayan bir şair olarak ilgiyi hep üstünde tutan Cansever,
yalnız şiirleriyle değil tepkileri ve yaşama biçimiyle de kendisinden söz
ettirdi.
Toplam 17 şiir kitabına imza atan usta edebiyatçı, kısa şiirlerinde çoğunlukla
lirik bir dili tercih ederken, uzun şiirlerinde belli varoluşsal sorunsallar
üzerinde durdu.
Bodrum'da tatildeyken beyin kanaması geçiren Cansever, 28 Mayıs 1986'da tedavi
için getirildiği İstanbul'da 58 yaşında vefat etti.
**[Bitcoin](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://bigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**
**[Bitcoin](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/bitcoin-fiyati/) ve
[Ethereum](https://mbigpara.hurriyet.com.tr/kripto/ethereum-fiyati/) ne
kadar?**