**CHP** Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu
başkanlığında video konferans yöntemiyle toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, bugünün Dünya Basın Özgürlüğü
Günü olduğunu hatırlatarak, bugün Türkiye'de kutlanacak basın özgürlüğü
olmadığını savundu.
Öztrak, _"Bu nedenle Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü, görevini hakkıyla yapan
gazeteciler ve ülkemizde demokrasiden, hukuk devletinden yana olan herkes için
bir mücadele günü olarak kabul ediyoruz."_ diye konuştu.
Devletin adaletle yönetilmediğini, zulümle yönetildiğini, ülkenin "kanun
devleti" olma vasfını bile kaybettiğini ileri süren Öztrak, hükümetin kanunsuz
suçlar uydurduğunu, emirler yayımladığını, yasaklar koyduğunu iddia etti.
Hükümetin toplumsal olaylarda verdiği talimatın sonucu olarak ortaya çıkan
şiddetin görüntülenmesini engellemeye çalıştığını ileri süren Öztrak, _"Bir
genelgeyle Anayasa, kanunlar, Anayasa Mahkemesinin kararları yok sayılıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğünün bu genelgesinin iptali için, bugün Danıştaya
dilekçemizi verdik._ " dedi.
Bir orantısız güç kullanımı görüntüsünün de Gaziantep'ten geldiğini, bekçiler
ve polislerin camiyi bastığını, cemaate biber gazı sıktığını aktaran Öztrak,
_"Burası işgal altındaki Kudüs mü? Burası Türkiye. Beğenmediğimiz 1990'larda
bile, 'camdan karakollardan', 'konuşan Türkiye'den' korkulmazdı."_ diye
konuştu.
Ülkenin ödeme sistemini "allak bullak" edecek bir düzenlemenin iftardan önce
parlamentoda onaylandığını ve ertesi sabah da Resmi Gazete'de yayımlandığını
ifade eden Öztrak, önergeyle ülkenin ödeme sisteminin felç olduğunu savundu.
Öztrak, şunları kaydetti:
_"AK Parti'nin çeklerle ilgili yaptığı düzenlemenin altındaki imzalara bir
bakın. Eski topçu, yeni trol var, eski müftüler, sosyologlar var. Ama
içlerinde bir tane ticaret erbabı yok. Ne ticareti ne ekonomiyi ne de devlet
yönetmeyi biliyorlar. Saray bunların eline bir önerge vermiş, onlar da
ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Çeklerin yazılmasını engelleyelim derken,
karşılığı olan çeklerin de bankalara ibrazı engellendi. Sabah elinde çeki
olan, çekini tahsil edemedi. Maaşlar, kiralar tüm ödemeler ortada kalacak.
Büyük bir kaos yaratılıyor."_
## 'Düzenlemelerin süresi haziran sonunda bitiyor'
Milletin alın teriyle bin bir emekle ürettiğini ihraç ederek zar zor
biriktirilen 128 milyar doların iki yılda gizli saklı buharlaştığını ileri
süren Öztrak, "128 milyar dolar meselesi sıradan bir iş değildir. Dünya
tarihine geçecek büyüklükte bir finansal fiyaskodur. Olağanüstü bir
skandaldır." dedi.
Öztrak, dün Uluslararası Finans Enstitüsünün, dolar kuru tahminini yukarı
çektiğini belirterek, faiz lobilerinin faizin artırılması taleplerini her gün
biraz daha yüksek sesle dillendirdiğini söyledi.
Eritilen rezervlerle dışarıdaki yatırımcıların risk iştahının insafına
kalındığını ifade eden Öztrak, "Merkez Bankasındaki uzmanlar da durumun
farkında. Enflasyon Raporu'nda uyarıyorlar, 'ABD'de faizler yükselirken, düşük
reel faiz vermek çok ama çok zor' diyorlar. Ama çiçeği burnundaki başkan
durumun farkında değil." diye konuştu.
Hükümetin salgında millete doğru dürüst destek vermediğini savunan Öztrak,
_"Varsa yoksa kredi, varsa yoksa borç. Şimdi o borçları geri ödeme zamanı
geldi. BDDK'nın yaptığı düzenlemelerle bankalardaki sorunlu kredilerin gerçek
boyutu görülmüyor. Ama bu düzenlemelerin süresi haziran sonunda bitiyor.
Üstüne bir de yüksek faiz baskısı var. Bu borçların çevrilmesini çok daha
güçleştirecek. Yeni düzenlemeler yapılmazsa, halının altına sorunlar
süpürülürse tahsili gecikmiş alacaklar hem artacak hem de görünür hale
gelecek."_ değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin salgının ekonomik, eğitim, sağlık boyutunu yönetemediğini öne süren
Öztrak, _"Şimdi de desteksiz kapanmanın tüm yükü yine esnaflarımızın
omuzlarına yıkıldı. 17 günlük kapanmaya giderken, milletimize doğru dürüst bir
gelir desteği verilmedi."_ dedi.
Öztrak, kapanmada güçlü bir destek paketine duyulan acil ihtiyacın hafta sonu
Türkiye'nin dört bir yanından gelen acı haberlerle ortaya çıktığını söyledi.
Tam kapanmada esnafı, işsizi, yoksulu ayakta tutacak "Sen Sağlığını Koru, Ben
Destek Olurum Türkiye'm" adını verdikleri destek paketini cuma günü
açıkladıklarını hatırlatan Öztrak, paketteki öneriler uygulanırsa esnafın,
vatandaşın bu dar günde devletin sıcak elini üzerinde hissedeceğini söyledi.
### 'Çekirdek enflasyon göstergeleri de çok parlak değil'
Son iki yılda 2 milyon vatandaşın işini kaybettiğini, işsiz sayısının 10
milyonu geçtiğini ifade eden Öztrak, Türkiye'nin hızla orta sınıfını
kaybettiğini, işsizlik ve yoksulluğun giderek katılaştığını kaydetti.
Öztrak, şöyle devam etti:
_"Bugün Nisan ayı enflasyon rakamları açıklandı. Bağımsız Enflasyon Araştırma
Grubu'na göre, Nisan'da tüketici fiyatları yüzde 2,6 arttı. TÜİK'e göre ise
Nisan'da tüketici fiyatları yüzde 1,7, üretici fiyatları ise yüzde 4,3 arttı.
12 aylık tüketici ve üretici enflasyonu sırasıyla yüzde 17,8 ve yüzde 35,2
oldu. 12 aylık üretici enflasyonu tüketici enflasyonunun iki katına çıktı. Bu,
2018 Ağustosundaki kur şokundan sonra üretici ve tüketici enflasyonu
arasındaki en yüksek fark. Bu durum önümüzdeki döneme ilişkin enflasyon
beklentilerini de olumsuz hale getiriyor. Çekirdek enflasyon göstergeleri de
çok parlak değil."_
Salgının eğitim boyutunun çok kötü yönetildiğini savunan Öztrak, _"Koskoca bir
kuşağı kaybettik. En az 4 milyon yavrumuz salgın döneminde EBA'ya ulaşamadı.
İnternet altyapımızın zayıflığı uzaktan eğitimi çok zorlaştırdı."_ dedi.
Salgının sağlık tarafında da işlerin iyi gitmediğini belirten Öztrak,
"lebalep" doldurulan parti kongrelerinin ardından Türkiye'nin salgında üçüncü
zirveyi yaşamaya başladığını öne sürdü.
Öztrak, _"Kendilerinin hataları nedeniyle pik yaptırdığı salgını kontrol etmek
için 17 günlük kapanma ilan ettiler. Millete pek çok yasak getirdiler.
İnsanları canıyla cüzdanı arasına sıkıştırdılar. Ama millete yasak olan,
Erdoğan'a yasal. 12 Nisan'da yayınlanan genelgeyle millete ağız tadıyla bir
toplu iftar yasak ama Erdoğan'a toplu iftar serbest."_ görüşünü savundu.
Aşı tedarikinin tam bir skandala dönüştüğünü söyleyen Öztrak, Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca'nın _"Önümüzdeki iki ayda aşı tedariki sıkıntılı" dediğini
kaydetti. Bunun üzerine milletin aşı randevularının iptal edildiğini, tepkiler
üzerine randevuların yenilendiğini belirten Öztrak, "Elde aşı yok diyen Sağlık
Bakanı Erdoğan'dan fırçayı yiyince milyonlarca doz aşıdan, aşı bolluğundan
bahsetmeye başladı."_ ifadesini kullandı.
#### 'Düzenlemelerin mutlaka yeniden yapılmasına ihtiyaç vardır'
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"CHP, Merkez Bankasının bağımsızlığının güçlendirilmesi için 10 maddelik bir
teklif hazırladı. AK Parti ve MHP'nin bu teklife destek vereceğini düşünüyor
musunuz?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
_"Grup başkanvekillerimizin TBMM'ye sunduğu bu düzenleme aslında 5 Mayıs 2001
tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 4651 sayılı kanun ile yapılan
düzenlemelerin aynısıdır. O dönemde 2001 krizinin ardından Merkez Bankasının
bağımsızlığını güçlendirmek amacıyla bu düzenlemeler yapılmıştır. Merkez
Bankasının elindeki bağımsızca kullanabileceği rezervlerin siyasetçiye emanet
edildiği bugünde bu düzenlemelerin mutlaka yeniden yapılmasına ihtiyaç vardır.
Bu düzenlemenin altında dönemin siyasi sorumlularından biri olan Devlet
Bahçeli'nin de imzası vardır. Umarız Sayın Bahçeli bugün 20 yıl önce attığı o
imzayı inkar etmez, sahip çıkar."_
"Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile ilgili her gün yeni iddia ve suçlama
gündeme geliyor. Pekcan ile ilgili hukuki bir adım atacak mısınız?" sorusu
üzerine Öztrak, _"CHP olarak TBMM'de bu konuda bir Meclis soruşturması
açılması için gerekli girişimlerde bulunacağız. Ama biliyorsunuz ki Meclis'te
soruşturma açılması için artık yeni Anayasa'ya göre salt çoğunluk gerekiyor.
Bu ağır ve son derece açık olan ithamların aydınlatılması için tüm partilerin
desteğini bekliyoruz. Kaldı ki böyle bir soruşturmayı Ruhsar Pekcan da
istemeli. Kendisinin bu ithamlardan aklanması için bu bir fırsattır."_
cevabını verdi.
"Alkol yasağı ile ilgili CHP belediyelerin yönetimindeki kentlerde de İl
Hıfzısıhha kararıyla alkol satışı yasaklandı. CHP belediye başkanlarının
dahlinde mi alındı bu kararlar?" sorusuna karşılık Öztrak, _"Genel
Başkanımızın talimatı ile belediye başkanlarımız bugüne kadar her zaman
esnafımızın yanında olmuşlardır. Bundan sonra da başkanlarımız esnaflarımızın
yanında olmaya devam edeceklerdir."_ yanıtını verdi.
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'den yargılanan Nazlı Ilıcak ve
Ahmet Altan'ın haksızlığa uğradığını söylemesine tepkiler geldi. Tepkiler ve
haksızlık iddiasına ilişkin neler söylersiniz?" sorusu üzerine Öztrak, _"Bunu
birkaç defa tekrarladık, Sayın Genel Başkanımız da tekrarladı, haksızlığa
uğrayan birinin hakkını sırf benden değil diye savunmayan 'Ben insanım'
diyemez. Adil yargılanma herkesin hakkıdır. Biz geçmişte haksızlığa uğrayan
Recep Tayyip Erdoğan'a da Melih Gökçek'e de sahip çıkmıştık."_ diye konuştu.
"Yeni Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliğinde önceden büyükşehir
belediyelerinin Yüksek Disiplin Kurulunda olan belediyelerde görev yapanları
devlet memurluğundan çıkarma yetkisi İçişleri Bakanlığına verildi. Bu
değişikliği nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine Öztrak, "Tam bir
skandal." dedi ve konuyla ilgili Danıştaya müracaat edeceklerini söyledi.
"Organize suç örgütü lideri Sedat Peker yaptığı son açıklamada 'devlet
büyüklerinin nisan ayında ülkede birçok şeyin değişeceğini, kendisine yapılan
haksızlıkların telafi edileceğini ve Türkiye'ye davet edileceğini' söylediği
için bugüne kadar sessiz kaldığını ifade etti. Bu açıklamayı nasıl
değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Öztrak, _"Bu aslında ülkenin ne halde
olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. Devlet, çete elebaşlarıyla mücadele
edeceğine müzakere ediyor. Ne demek 'Devletten birtakım sözler aldım. Ne demek
Türkiye'ye davet edileceğim.' Buradan soruyorum bu şahsa davet gönderen, söz
veren devlet yetkilisi kimdir?"_ yanıtını verdi.
"Turizm Bakanı, '17 Mayıs itibarıyla vaka sayısı 5 binin altına inecek.' dedi.
Bu öngörüye ilişkin yorumunuz nasıl olacak?" sorusuna Öztrak, _"Sağlık
Bakanı'nın, Bilim Kurulu'nun vermediği bir sayıyı Turizm Bakanı nasıl
verebiliyor, açıkçası şaşırıyorum. Herhalde Sağlık Bakanı ile Turizm Bakanı
arasında görevde becayiş yapmak gerekiyor." ifadesini kullandı._