OYUNCULUĞA AMATÖR OLARAK BAŞLADI
Öztekin, dünyaya gözlerini 14 Ocak 1959'da İstanbul'da açtı.
Galatasaray
Lisesi'ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'ndan
mezun oldu. Tiyatro dünyasındaki ilk adımlarını, 1977 yılından itibaren
Kadıköy Halk Eğitim, İstanbul Akademik Sanatçılar Topluluğu ve Nöbetçi
Tiyatro'da amatör olarak atmaya başladı. Profesyonelliğe geçişi ise 1980
yılında Ferhan Şensoy'un
Ortaoyuncular
Topluluğu'nda oldu. 1980 ile 1992 arasında Şahları da Vururlar, Kahraman
Bakkal Süpermarkete Karşı, İçinden Tramvay Geçen Şarkı, İstanbul'u Satıyorum
gibi oyunlarda rol aldı.
TİYATRONUN ARDINDAN TV VE SİNEMA GELDİ
1990'lı yıllara gelindiğinde bir yandan da Öztekin'in ekran serüveni başladı.
1992 ile 95 arasında Nükhet Duru ve Demet Akbağ ile birlikte Müzikomedi, Hülya
Avşar, Demet Akbağ ile birlikte Mega Show adlı programları yaptı. 1994 yılında
Gani Müjde ve Yılmaz Erdoğan'ın kaleminden çıkan 2071'de Türkiye adlı müzikali
sahneye koydu. 1995 yılında Ortaoyuncular ile birlikte Aptallara Güzel Gelen
Televizyon Dizileri, Çok Tuhaf Soruşturma ve Fişne Bahçesi gibi birçok yapımda
yer aldı.
� KÖŞE YAZARLIĞI DA YAPTI
Öztekin'in sanat hayatı tiyatro ve ekran ile sınırlı kalmadı. Bir Günlük Aşk
Hikayesi, 72. Koğuş, Arabesk, Tersine Dünya, Passion Du Turca, Pardon, Şans
Kapıyı Kırınca, G.O.R.A, Mandıra Filozofu, Baba Parası'nın da aralarında
bulunduğu çok sayıda sinema filmi
için de kamera karşısına geçti. Köşedönücü, Biraz Düş Biraz Gülüş, Eğrisiyle
Doğrusuyla, Bir Yaz Gecesi Eğlencesi, Boş Gezen ve Kalfası, Başka İstanbul Yok
ve Yeni Haya adlı TV dizilerinde de rol aldı. Öztekin, Seksenler dizisindeki
Fehmi Baba karakteriyle hafızalarda yer etti. Rasim
Öztekin, oyunculuk ve
yönetmenliğin yanı sıra TRT için metin yazarlığı yaptı. Bir dönem gazetelerde
köşe yazdı.
SAHNEDE RAHATSIZLANDI
Öztekin'in sağlığı 2009'ın ocak ayında Boş Gezen ve Kalfası adlı oyunu
oynarken bozulmaya başladı. Oyun sırasında kalbinden rahatsızlandı ve kalbine
pil takıldı. Usta oyuncu ve yönetmen bazı kronik hastalıklarla mücadele
etmesine rağmen aktif olarak çalışmalarını sürdürdü. Fakat
koronavirüs sürecinde
mesleğinden de uzak kaldı.
'KRONİK HASTALIK KOLEKSİYONERİYİM' DEMİŞTİ
Hatta bu süreçte gazeteci eşi Esra Kazancıbaşı Öztekin ile yaptığı bir
röportajda kendisini 'kronik hastalıklar koleksiyoneri" olarak nitelendirip
"kalp yetmezliği, şeker ve KOAH" gibi sağlık sorunları olduğunu belirtmişti.
Öztekin aynı röportajda "Koronavirüsün en sevdiği hastalıklar. Dolayısıyla
virüse karşı kendimi korumam, bunun için de sokağa çıkmamam gerekiyor. Sağlık
Bakanı ‘Bu iş bitmiştir’ diyene kadar ben evdeyim" diye konuşmuştu.
GAZETECİ EŞİNİN SORULARINI YANITLAMIŞTI
Öztekin yine o röportajında "eşinin yönelttiği "Dışarıya karşı yüzü gülen, hep
güçlü duran bir insansın. Peki, kavuğu aldıktan sonra tiyatro yapamaman senin
psikolojini nasıl etkiledi?" sorusuna da "Kavuğun yeni sahibi olarak canlı
performans yani tiyatro yapamamak bende acayip bir duygusal boşluk yarattı.
Yani bu kelimelerle tanımlayabileceğim bir duygu değil. Verdiğim bazı
röportajlarda durumu anlatmama rağmen olayın bu yönü tamamen es geçildi."
KIZI PELİN DE OYUNCU
İlk evliliğinden Pelin adında kendisi gibi oyuncu olan bir kızı bulunan Rasim
Öztekin ikinci evliliğini de 2005 yılında gazeteci Esra Kazancıbaşı ile yaptı.
HAYRANLARI YASA BOĞULDU
Öztekin'in ölüm haberinin duyulmasından sonra çok sayıda kişi sosyal medyadan
üzüntüsünü ifade etti. Öztekin'in bir hayranı onun G.O.R.A filminde
canlandırdığı Bob Marley Faruk karakterine gönderme yaparak "Güle güle
gönlümüzün Bob Marley'i" diye yazdı. Bir başka kullanıcı "Rasim Öztekin, her
daim güzel anılanlardan biri olacak. Hepimizin götürebileceği tek şey bu" diye
görüşünü bildirdi. Birçok kullanıcı da Öztekin'in tiyatro, sinema ve
televizyon dünyasına çok güzel karakterler armağan ettiğini belirterek örnek
bir sanatçıyı kaybettiğimizi vurguladı.